bugün

entry'ler (14)

mollymawk

çalışmadan geçmenin pek mümkün olmadığı sınav. bunun için özel üretilmiş oyunlar var.
şunun gibi:
http://www.games4pilots.com

sözlükte kimsenin oy kullanmaması

Kimse okumuyorsa yazmanın anlamı da yok diye düşündüren, yazmak üzere iken duraksatan, motivasyon düşürücü durumdur.

terracotta ordusu

Çin'in Xi'an kentinde 1974 yılında bir köylünün kazmasına kazara takılan bir heykel sayesinde keşfedilmiştir. Çin'e adını veren ilk imparator Qin Shihuang'ın mezar yapısının bir parçasıdır ve 56 kilometrekare genişliğinde alan kaplar. imparatorun kendi gücünü ölümsüzleştirmek için yaptırdığını ileri sürenler olduğu gibi, öbür dünyada da etrafındaki askerlerle güvenliğini sağlamak istediğini ileri sürenler bulunmaktadır.

dokunaklı şarkılar

Sözlerinde ne dediği anlaşılmasa bile melodisi ile durduk yere insanı ağlayacak kıvama getirebilen şarkılardır. The Moody Blues- Melancholy Man gibi

yengeç burcu erkeği

henüz yakalanmadıysanız, nefesini ensenizde hissetmediyseniz, görmemiş numarası yapıp arkaya bakmadan kaçmakta fayda vardır. kararsız bir burçtur. seviyordum, yok ya ne sevmesi nereden çıkardın, ölüyordum (iç ses efekti)... o sarkaç hastalıklı bir şekilde bir uçtan diğerine gider gelir. zodyak bu burcun imalatında elde kalan malzemeleri kullanmış, bir tutam ondan bir tutam bundan derken ortaya kafa karıştırıcı bir sonuç çıkmıştır.

rapunzel

evden kaçma girişimini allayıp pullayan, saçı uzun aklı daha uzun bir masal kahramanıdır.

boyalı kuş

jerzy kosinski'nin 1965 yılında yazdığı roman. kitabın sonundaki anlatımıyla kosinski bu kitap yüzünden ölümle tehdit edilmekle kalmamış, yüz yüze de gelmiştir. kitap nazi iktidarı sırasında bir çocuğun hayatta kalma mücadelesini anlatır. önde çocuk arkada azrail, köyden köye sığınıp saklanarak sürer mücadele. kanımca en eğlenceli bölümü; başına gelenlerden dolayı tanrının kendisiyle bir problemi olduğunu düşünen çocuğun, çocukça bir saflıkla çıkış yolu olarak tanrının gözüne girmeyi denemesidir. boyalı kuş hem eğlenceli hem de yürek burkan bir kitaptır.

yerdeniz büyücüsü

ursula k. le guin'in, büyümek ve denge üzerine 1968'de yazdığı yazdığı fantastik şaheserdir. le guin yerdeniz büyücüsünde; öykünün saflık derecesini düşürmemek için büyücülük okulu, gölge gibi kavramlara renkli detaylar giydirmemiştir. nispeten yüzeysel geçilen bu bölümlerdeki ganimeti fark eden j. k. rowling, eldeki malzemeyi yeniden işleyerek koca bir harry potter serisi yazmıştır. le guin'in gölgesi ile ged birbirine bağlanmıştır, ne hikmetse rowling'in harry potter'ı ile lord voldemort'u da bir birine bağlanmıştır. yine de le guin fersah fersah önderdir. le guin'in ged'inin her anlamda büyümesine tanıklık edersiniz, rowling'de ise harry potter'ın ayak numarasının büyümesine. elbette ikisi de sevilebilir kitaplardır yalnız rowling harry potter'ın yetimliği üzerinden olabildiğince duygu sömürüsü yapar. yerdeniz ise sadece sevilmez başucunda saklanır. kitabın sonu 1959'da çekilen 400 darbe'nin final sahnesini (bkz: les quatre cents coups) anımsatır. ged de antoine gibi kıyıda kaderini seçer.

sarhoşken yapılmaması gerekenler

ayık kafa ile yapıldığında komik olan listedir. alkol bilincin şalterini kapattıktan sonra tüm listeler insanın gözüne içki menüsü gibi görünür.

great king rat

ortalama queen tanır kitle tarafından pek bilinmese de, insanı freddie mercury'e aşık edecek güzellikte sürprizli bir parçadır. giriş bölümü şahanedir. parçanın ortalarına doğru tempo düşer, bittiğini sanırsınız ama 'noooooooooo i'm not gonna tell you' diye başlayarak sizi şaşırtan bir tempo ile aniden geri döner ses. tam bitti derken yeninden başlamanın parçasıdır.

hospitalizm

özellikle yurtlarda büyüyen çocuklarda sevgi, şefkat, dokunma eksikliğinden kaynaklanan ve ölümle sonuçlanabilen psikosomatik bir hastalık. çocuklarda gelişim ve öğrenme bozukluklarına yol açtığı bilinmektedir. bazı gelişmiş ülkelerde yalnız kalmış yaşlılarla yalnız bebekler gönüllülük temelli olarak buluşturulmakta, yaşlılar belli bir süre bebekleri sevmektedir. her iki tarafında bundan fiziksel ve ruhsal olarak fayda sağladığı düşünülmektedir.

pleasantville

bazı açılardan truman show'u anımsatan film. iki film de aynı yıl tamamlanmıştır (1998). pleasantville'de truman show'dan farklı olarak insanların hayatlarının seneryosunu yazan, kiminle sevgili olacağını belirleyen bir televizyon şovu ekibi yoktur. benzerlik sebebi olarak iki görüş öne sürülebilir:
a) ikisinde de olaylar televizyonun etrafında gelişir. truman'ın ki farkında olmadan hapsedildiği ve kaçmaya çalıştığı televizyonun içinde, diğeri ise iki kardeşin kumanda kavgası sırasında bilmeden bastıkları bir tuşla düştükleri televizyonun içinde.
b) pleasantville'de görünürde insanların hayatının senaryosunu yazan kimse yoktur. senaryoyu düzenin ve istikrarın yolundan sapmadan, kişisel özelliklerini baskılayarak kendileri yazdıklarının farkında değildirler.

pleasantville'e kardeş kavgası ile düşen ikizler birbirinin zıddı iki karakterdir. başlangıçta kız olanı (jeniffer) yırtık bir amerikan dilberi, erkek olanı (david) ise muhallebi çocuğudur. kazara pleasentville düşen ikizlerden david, pleasentville'deki yaşantının tüm detaylarına hakim olduğundan gelir gelmez ayak uydurur (düzenin adamı). jeniffer ise olaydan bihaber olduğundan hazır senaryoya (düzene) göre yaşamakta zorlanır ve kendi özgür iradesi ile aldığı kararı (cinsellik) uygulaması sonucu, tüm pleasantville insanları gibi siyah-beyaz olan erkek arkadaşı birden renklenir. erkek arkadaşın nasıl renklendiği konusu fısıltı gazetesi aracılığı hızla yayılır ve gençler bir bir renklenmeye başlarlar. ardından birkaç yetişkinin daha renklenmesi (değişime açık hale gelmesi) ile düzeni bozulan kasaba halkı galeyana gelir. sonrasında olaylar hızla gelişir ve kasabanın tüm insanlarını canlı renklerle görürüz. film aşırı istiktârın tehlikeli bir durum olduğu, istikrârsız bir tutarlığın daha iyi olduğundan bahseder. huckleberry finn ve holden caulfield'ı da iki kez gözümüzün içine sokarak kendiniz olun demeye çalışır.

üç

her kültürde kendine ayrı bir yer bulmuş sihirli bir sayıdır. dördüncü büyüyü bozar. üçleme olan kitap ve filmler genellikle kült kategorisine girer, üçüncü hata affedilmez, üçüncü olmak iyinin sınırında takılmaktır, kahve falları üç vakte kadar vaatte bulunur, kötü olmak üçüncü sınıf olmaktır, yabancı olmak üçüncü şahıs olmaktır, başınıza kötü bir şey gelmesi üçüncü sayfa haberlerine konu olmaktır, üç silahşör olmak iyi arkadaş olmaktır, allahın hakkı üç olur hep... üç harflilerden korkulduğundan entry burada sonlanır.

gerçek ad

ursula k. le guin öykülerinde bedeli hayatınız olabilecek en büyük sır anlamında kullanılır. üstelik herkesin bir gerçek adı vardır, o nedenle herkes ölüme eşit derecede yakın/uzaktır. gerçek ad ergenliğe girildiğinde bir ritüelin ardından bilge kişi tarafından verilir. ad, sahibi ve veren kişi dışında kimse tarafından bilinmez. ancak istenirse çok güvenilen birine söylenebilir/emanet edilebilir. bir kimseyi yalnızca gerçek adıyla çağırdığınızda ona tümüyle hükmedebilirsiniz. gerçek adı bilmek aynı zamanda öldürme gücü verir. o nedenle gerçek adlar sırdır, gündelik yaşamda kullanılmaz. onun yerine gündelik yaşam için herkesin bir özelliği ile özdeş takma adı bulunur. bir de gerçek ad sadece insan ya da insansı türler tarafından kullanılmaz. ejderhalar gibi kadim canlıların da gerçek isimleri vardır ve gerçek isimleri bilinmeden alt edilemezler.